26 Kas 2006
İYİ VATANDAŞTAN İYİ TOPLUMA
İyi bir vatandaşın oluşumunda etik değerler kadar estetik değerler de önemlidir. Karşılıklı sorumluluk, güven ve paylaşma duygusu önce tekiller ve giderek topluluklar arasında, yukarıdan aşağıya dayatmayla değil ancak aşağıdan yukarıya doğru eğitimle olur. KAAN BENLİ* AYTEN AYDIN** VATANDAŞLIK kavramına ilkin Mustafa Kemal’in her şeyin başı ve başlangıcı olarak üzerinde durduğu, ‘halkın dış etkilerle bozulmamış özgün iradesi’ noktasından bakalım. Bu açıdan toplumun idaresinin halk iradesi tarafından gerçekleştirilmesine uygun bir idare biçimi olarak Cumhuriyet kavramı ön plana çıkıyor. Zira Cumhuriyet rejiminin özünde halkın gelişen ve değişen ihtiyaçları da büyük önem taşımakta. Aynı nedenden demokratik bir biçimde yaşamayı seçen ülkelerin pek çoğunda Cumhuriyet rejimi uygulanır ve bu ülkelerin anayasalarının o ülkelerin halklarının mutabakatından çıkması gerekliliği bir ön koşul olarak belirir. Bu nedenle Prof. Özbudun’un Anayasa Tasarısı’nda başlangıç paragrafındaki ‘farklılıklarımızı kültürel zenginliğimizin kaynağı olarak gören bir eşitlik anlayışına sahip biz Türk Milleti’ ibaresi oldukça önemlidir. Doğal olarak bu tarif, halkın kültürel farklılıklarının halkın gelişmesine yardım etmek üzere kendi içinde devinerek ve büyüyerek idare biçimlerini etkilemesi gereğini ifade ediyor. Zaten sağlıklı durumlarda devinen ve bütünleşen kültürün, idare biçimlerini biteviye yenilemesini bekleriz. Ancak kültürler yavaş, fakat idare biçimleri nispeten daha hızlı değişebilecek karakterdedirler. Yani kültürel bir tariften ortaya çıkacak sonuç: toplumun en etkin bilinçlenmesinin önce insanın kendi içinde bilinçlenmesinden geçtiğidir. Böylelikle bilinçlenen vatandaşlar, giderek iyi ilişkiler kuran küçükten büyüğe iyi toplumlar oluşturabilirler. ‘Eğitim şart’dan başlayalım Anayasa’nın hazırlığı aşamasında konsensüs oluşumu bu nedenle çok önemlidir. Zira ancak bu yolla Türkiye’nin tamamlanamayan toplumsal dönüşüm ve alaşım sürecinin önü açılabilir ve olası travmalar bertaraf edilebilir. Artık tutkal yerine bir enzim, geniş kapsamlı bir toplumsal bilinçlenme hamlesi gerekmektedir. Toplumun her kesiminde, ülke meseleleri tartışılırken ‘eğitim şart’ denildiğine göre, gerçekten de herkesin üzerinde uzlaştığı konulardan birisinin bahsettiğimiz toplumsal bilinçlenme olduğundan kuşku yok. İşte burada da aileden başlayan, toplum ve resmi eğitim sistemiyle desteklenen bilgilenme ve insani davranışlar edinme eğitiminin -eski tabirle, talim ve terbiye- bütün diğer toplum aktiviteleriyle kaynaşmış olarak bulunması önemlidir. Yani ülkelerin -çok defa başka ülkelerden esinlenerek hazırlanan- Anayasalarını öğrenip onunla uyum içinde olmaları kadar yerel/evrensel ve kültürel/bilimsel alanlardaki değişimleri de içselleştirmeleri gerekir. Böylece vatandaşlar anayasalarıyla uyuma girme sürecini bir baskı olmadan doğal olarak yaşayabilirler. Estetik toplumsal kaynaşma Bu oluşum sürecinde çevre ile sağlıklı işbirliği tesis etmek, sorumluluk hissi ve özveri içinde yaşamayı destekleyecek etik değerler ve kuralları benimsemenin yanı sıra, insanı yücelten sanat ve estetiğin de kuşkusuz rolü büyüktür. Yakın zamanda Venezüella’da Hugo Chavez’in başlattığı bir milyon yoksul çocuğa müzik enstrümanları dağıtılması projesini, bir toplumsal bilinçlenme hamlesidir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında bizde de benzer uygulamalar sö konusu olmuştur. İyi bir vatandaşın oluşumunda karşılıklı sorumluluk, güven ve paylaşma duygusunun ancak tekiller ve giderek oluşan topluluklar arasında belirecek iyi ilişkilerden doğacağı şüphe edilmeyecek bir gerçektir. Bunun için gerekli koşullar ise yukarıdan aşağıya değil aşağıdan yukarıya doğru oluşmalıdır. Bu ivmeyi yaratacak duyguların ilk önce insanın kendi içinde belirmesi gereklidir. Böylece kendi içinde bütünlenmiş kişiler arasında kendiliğinden bir anlayış ve iyi ilişkiler doğacaktır. Böylesi bir iyileştirici etki önce bir arada yaşayan en küçük ünitelerde, sonra küçük topluluklar içinde ve nihayet toplumun genelinde büyüyecektir. Bu halde mahalle baskısı korkusu gibi, sağlıksız toplum nöbetlerini yaşamanın da önüne geçecektir. Zira insanı aşırıya gitmekten koruyan esas unsur onun çevresiyle etik-estetik dengesini kurabilmesiyle ilgilidir. Bundan daha güçlü ne bir kanun ne de kültürel bir kural olabilir. Toplumun kültürel seviyesi geniş tabanda evrilmedikçe, kolayca tahmin edileceği gibi yalnız okul eğitimiyle toplumların anlamlı bir biçimde bilinçlenmesini sağlamak mümkün değildir. Bu halde en iyi ihtimalle kafaları dolu ancak kalpleri atmayan kuşaklar yetiştirebiliriz. Zira eğitimde bilim-etik ve estetiğin kendi aralarındaki bütünlüğü yitirmeden, birbirini zenginleştirerek derinleştirilmesi göz önünde tutulmalı ve her adımda içinde bulunulan ortamla doğru ilişkiler içinde yol almaları gerektiği akılda bulundurulmalıdır. Maksatlı olarak yozlaştırılmış, hakikatleri tek taraflı çıkarlar ve hatta korkular sebebiyle saklayan tarihler, gelecek kuşaklara ancak hasta tohumlar ekerler. Bunların verdiği zararları hem tarihten, hem günümüzden iyi biliyoruz. Uzlaşma imkánları Sonuç olarak, insan davranışları için gerekli bilinçlenme insanın kendi kökleriyle sıkı bir biçimde karmalaşmıştır. Bir bakıma yereldir ve dışarıdan gelen değerlerle ancak yozlaşıp kaybolabilir. Bu halde geriye sadece basit ve lineer sistemin çerçevesine giren eğitim kalır. Kompleks (karmaşık) sistem kavramını okullarda öğretmek kolay olmaz. Bu kavram ancak diğer tip eğitim yanında yaşamdan ve doğadan kaynaklanan ve çok defa sanat yoluyla yapılacak benzetmelerle edinilir. Bu da metaforların, yerel ve evrensel atasözlerinin, içinde derin mesajlar olan sahne oyunlarının -mesela Karagöz-Hacivat gibi çocuk oyunlarının, satiriğin önemini ortaya koyar. Zor olan hür bir biçimde bu algılama niteliğinin bilenmesidir. Bunun için de toplumsal dönüşüm süreçlerinin oluşmasını sağlayacak resmi eğitim dışı eylemlere ihtiyaç olacaktır. Anayasa hazırlığı evresini, böylesi süreçlerin oluşturulması ve toplumsal uzlaşının sağlanması için bir fırsattır. Toplumun her kesimini birbirini anlamak durumunda bırakacak, uzlaşmazlıkların ortadan kalkmasını sağlayacak, platformların oluşturulmasının tam zamanıdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder