Aziz Nesin'i dinlemek
08/12/2007
Bakanı Namık Kemal Zeybek, birkaç gün önceki Radikal yazısında, zamanında Aziz Nesin ile nasıl uzlaştıysa, şimdilerde de Murat Belge ile ateizmden vazgeçmesi hususunda uzlaşmak niyetini açıkladı.
KAAN BENLİ (Arşivi)
Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, birkaç gün önceki Radikal yazısında, zamanında Aziz Nesin ile nasıl uzlaştıysa, şimdilerde de Murat Belge ile ateizmden vazgeçmesi hususunda uzlaşmak niyetini açıkladı. Yazı içerik olarak -kestirme bilgiyle kestirip attığı için- üzerinde çok fazla tartışılacak bir yapıda değil: Sayın Zeybek özetle herkesin kendi öz varlığının ötesinde bir sonsuzluk bilincine sahip olduğuna inanıyor -ki keşke öyle olsa, böylesi bir bilinç düzeyinde ne teist ne de ateist kavramlarına ihtiyaç duyulmazdı. Bütün evreni var eden ve yöneten gizli bir kudrete inanmayı ise ateistlik saymıyor, burada haklı, zira yaptığı tanım ateistliği değil deistliği tarif ediyor, bir bakıma sulandırılmış teizmi yani. Amacım bu kavramları yerli yerine oturtmak, yahut Sayın Zeybek ile Aziz Nesin'in hatırladığım kadarıyla tam olarak uzlaşmadıkları diyaloglarının sonucuna geri dönmek değil. O dönemki tartışmayı kısmen takip etmiş biri olarak Aziz Nesin ile Sayın Zeybek'in konuyla ilgili entelektüel manada tam bir senkron tutturduklarını da pek düşünmüyorum. Ama bir Kültür Bakanı ile bir entelektüelin sıcak ilişkiler içinde olması şüphesiz çok önemliydi. O dönem Sayın Zeybek'in Aziz Nesin ile yakınlaşma çabasını da saygıyla karşılamıştım. Kendisi sadece Aziz Nesin ile değil diğer aydınlarla da diyalog içinde olmayı her zaman arzu etmiştir. Salt böyle bir ihtiyaç hissetmesi dahi kendisini pek çok siyasetçiden ayrı bir yere konumlandırır kuşkusuz. Zira ne yazık ki ülkemizde siyasetçiler çoğunlukla bu değerler ile yakınlaşmak yerine onlara diş bilemeyi tercih ederler. Ancak unutmamak gerekir ki böylesi bir ilişki bir yandan da hayli dikkatli kotarılmalıdır. Bunun bir spor bakanı ile başarılı bir sporcununkine benzer bir ilişki biçimi olmadığı gayet açıktır. Sıra dışı seslerSayın Zeybek, 'Kimse ateist olamaz' yazısında geçmişte Aziz Nesin ile tanrı inancı üzerine yaptıkları konuşmalardan örnekler veriyor, 'Ceviz Kabuğu' programında Aziz Nesin ile arasında geçen diyalogdan bahsediyor, ona nükte yapmak istediğini, en sonunda "Aziz bey, seni seviyorum, gel Müslüman ol da kurtul!" dediğini anlatıyor. Bu programı hatırlayan biri olarak, pek çokları gibi ne o diyalogdan ne de nükteden hoşlandığımı ifade etmeliyim. O nükte bana zamanında Giordano Bruno'ya 'Sonsuz evren düşüncesinden vazgeç ve kurtul' denmesini hatırlatmıştı. Yıllar yılı Türkiye gibi sıra dışı seslerin cezalandırıldığı bir ülkede, ortadan yürümek yerine, düşüncelerinden milim sapmadan ve ifade etmekten asla vazgeçmeden, büyük bedeller ödeyerek yaşamış bir aydına, hangi konumda olursa olsun bir siyasetçi böyle bir şey söylemeyi kendinde hak bulmamalıydı. Sıradan bir siyasetçi olmadığını düşündüğüm eski Kültür Bakanı Sayın Zeybek de takdir eder ki, Türkiye siyasetinde gelinebilecek herhangi bir konum, Aziz Nesin, yahut komşu köşe yazarının epistemolojileri ile uluorta şakalaşacak bir bilgelik kazandıramaz insana. Kaldı ki bu kişilerin yaşam süreçleri boyunca yaptıkları entelektüel birikimler topluma mal olmuş, şu anda en fazla onların öznesinde temsil edilir hale dönüşmüştür. Nitekim Sayın Zeybek'in sevgisi kâfi gelse ve Aziz Nesin son anda dindar bir Müslüman'a dönüşse dahi, bu çok büyük bir önem arz etmezdi. Halkın iradesini siyasetçiler temsil ediyorsa, aklını da bu düşünürler temsil etmektedirler. İradenin aklın ayırdında olduğu ölçüde işlerin yolunda gideceğini düşünmeliyiz. Bu açıdan Sayın Zeybek gibi aydın siyasetçiler oldukça dikkatli davranmalılar, hem bu kişilerle yakınlaşmaya çalışmalılar, hem de bu ilişkilerinde konuşan taraf olmaktan çok dinleyen taraf olmanın üstesinden gelmeliler. Bunun siyasetçiler için çok kolay bir şey olmadığını hepimiz biliyoruz, öte yandan artık bildiğinden daha azını ifade eden siyasetçilerin döneminin geldiğinin de farkındayız. Kaan Benli: Araştırmacı yazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder